Selam.
Gelen giden çoğaldı. Hepsi de tanıyor beni, ismen hitap ediyorlar. Şaşıyorum ama bozuntuya vermiyorum. Ben kime nasıl hitap edeceğimi bilemiyorum. Kimine "abla" dersin bozulur, kimi "teyze"ye... "Amca", "abi", "yenge", "enişte", "dayı"... Ezberlemem gereken ne çok şey var.
Bu arada biz de bu hafta içinde sağlık ocağındaki hemşire ablayı ziyaret ettik. Bu sefer canımı yakmadı. Önemli bir kilo kaybım ya da kilo artışım yokmuş. Zaten diyet besleniyorum: Yalnızca anne sütü! Hem de artık öyle kaşıkla falan değil, kendim dilediğim kadar emiyorum. Hatta ne zaman "gak" desem dayıyorlar ağzıma memeyi. Bazen sırf muziplik olsun diye uyumuş numarası yapıp, yatağıma yatırdıklarında yeniden basıyorum çığlığı, hooop yine meme... Bunun karşılığında ise gece uyurken çok rahatsız etmiyorum bizimkileri. Üç saatte bir sütümü içip hemencecik uyuyorum. Hemşire abla boyumun uzadığını iddia ediyor ama kilo artışı yok üç santim boy artışı var; olacak şey mi?
Göbeğim düşmedi. Herkesin dilinde bir de bu var: "Göbeği düştü mü?" Hayır efendim düşmedi, annemden bana yadigar bu küçücük parçayı öyle kolayca atacak değilim. Bir- kaç gün daha beklesinler bakalım.
2 yorum:
ulaşım,
pek sevdim ben seni, pek de özledim. tez zamanda tekrar göresimiz var.
Sevgili Ulas,
Sen beni bilmiyorsun, kimbilir belki de hic tanimayacaksin ama ben babanin hem ortaokuldan hem liseden -tamam biliyorum bu terimler de yabanci simdi sana ama telasa gerek yok, ogreneceksin ;)- arkadasiyim ve senin dogum haberine cok sevindim.
hem de cok tatlisin, fotograflarindan sevdim seni.
Biliyor musun, benim de iki tane oglum var ve bir tanesi senden sadece dort ay buyuk; belki bir gun tanisirsin...
Mutlu, ve omurlu ol... Hayatta hep yuzun gulsun!
Ayrica, anne ve babani da tebrik ediyorum, hosgeldin bebek!
Yorum Gönder