Hayvanat bahçesi demişken...
Kuzum, şu kurbağa hikayesi nedir allasen? Bizimkiler tutturmuşlar bir kurbağadır gidiyor... Odamın duvarları kurbağa yeşili; aynı renkten bir oyun halım var. Odanın orasında burasında kurbağalar. Buyrun bakın:
Varan 1
Hem de yatağımın içinde; göz göze
Kurbağa desenli elbise askılarını, ufak tefek bilimum oyuncağı falan saymıyorum bile... Bu kadar kurbağadan sonra ilk söyleyeceğim kelime "vrak" olursa alınmak yok ama tamam mı?
Hepsini geçtim; sonunda şunu da yaptılar:
Ayıptır yahu! Ben kurbağa değilim!!!
Tamam ben kurbağalığa razıyım ama genetiğin rolünü de küçümsememek lazım değil mi?
Bu konudaki son sözüm de budur ve konu benim açımdan kapanmıştır.
2 yorum:
kurbağa, senin prensliğinin ve yakışıklılığının sembolüdür yeğen... mesele kurbağa olabilmekte değil; mesele, prense dönüşebilmekte:)) (tuncel kurtiz'le de tanışmış oldun böylece bak.)
seninki kurbağalık tamam ama senin bu hale gelmende etmen olan anne-babanın maymunluğunu nerelere koyalım bu yaşlarından sonra?
ya abi, ulaş'ın kaşı-kirpiği yok, ufacık burnu, ağzı, dili... evet kurbağa ve şirinlik abidesi!
ama sen? o ne biçim bir kurbağalıkmış bir ara anlat bize.
Yorum Gönder