27 Haziran 2012 Çarşamba

Bu nedir?

"Bu nedir?"
Bu özgürlüktür. Beze bağımlı olmaktan kurtulmak, günde üç kere dört kere yatakta bacakları havaya kaldırmaktan kurtulmaktır.

Bu aynı zamanda da bağımlılıktır. Tuvalet meselesini eve bağlamak demektir. Evden çıkıp bir de çişin geldi ise mızıldanmak hatta ağlamaktır.

Bu disiplindir. Kaslarına hakim olmaktır. Bedenine az da olsa hükmedebilmektir. Ne zaman çiş yapacağına karar vermektir. Yani "benim bedenim benim kararım"dır.

Bu iradedir. Doğal fizyolojik zorunluluklara karşı gelmek, bilemedin erteleyebilmektir.

Bu keyfiyettir. Bazen eğlencesine gidip oturmak içindir. İçine yapılan çişle kakayla eğlenmektir.

Bu büyümektir. Büyüdüğünü herkese gösterebilmektir. Tuvaletini anne-baba gibi yapabilmektir.

Bu özgüvendir. Çünkü yukarıda yazan herşeyin farkında olmaktır. Çişimi tutabiliyorsam başka şeyler de yapabilirim demektir.

Bu aslında araçtır. Hayatta daha neler başaracağımın göstergesidir. Büyütmeye de gerek yok, gidip doğal bir ihtiyacı gidermektir.

Bu mutluluktur. Başarmanın, büyümenin, eğlenmenin ve anneyle babayı mutlu görmenin mutluluğudur.

"Bu mutluluktur, gözlerimin içinin gülmesidir."

Bu ucuzluktur. Bebek bezlerinin kaç para olduğunu biliyor musunuz?

Bu yeni kıyafetlerdir. Bir tuvalet değişikliği daha önce hiç sahip olmadığım farklı kıyafetleri de gerekli kıldı, hayret!

Bu komiktir. Annenin babanın ben buna oturduğumda girdikleri bir pozlar var ki...

E ama bu son da değildir. Yalnızca "şu"na geçişin bir ön adımıdır. Atılmalı ve hemen bir sonraki aşamaya geçilmelidir -ki geçilmiştir:)


"Şu"

Hiç yorum yok: